1 dakika okundu
03 Jun
RÖDOVANS NEDİR ?



Rödovans, Zonguldak'ta yaşayan birinin mutlaka duyduğu bir kelimedir.
Fakat bir çoğumuz bu kelimenin ne anlama geldiğini kavrayamaz.
"Rödovans" kelimesi aynı zamanda Zonguldak'ta anlaşılması en zor olan kelimedir. Anlatıldığında kafalar iyice karışır.
Günümüzde özelikle Zonguldak'ta "Rödovans Sorunu" yaşanıyor.
“Rödovanslı Sahalar, Rödovanslı işletmeler” filan filan, konular yazılır ama hiç bir şey anlayamazsın. Kim , Rödovans konusunu yazacak veya açıklamalarda bulunacak ise ilk önce Rödovans kelimesinin anlamını söylemeli ki ; insanlar Zonguldak’ta ne olup bittiğini anlayabilsin.
Üstelik bu kelimeyi kimse doğru kullanmaz. Redevanz, Rödevans, Rodövans ,Redövans , Rödrvans....v.b
Aynı gün içinde, aynı gazetede farklı farklı yazıldığını görebilirsiniz. Aslında hepsi doğru veya hepsi yanlıştır.
Türkiye'de devletin resmi yazışmalarında “Rödovans” olarak kullanılıyor.
Bilenler bilir de, bilmeyenler için yazıyorum.
Şöyle ki;
Fransızlardan kalma bir kelimedir. Ama Fransızca yazılışı Rödovans değildir. "Redevance" olarak yazılır. Bu kelimenin Fransızca okunuşu Rödovans de değil üstelik. Okunuşu Rödövos’tur. Yani kelimenin resmi yazışmalarda Rödovans olarak kullanılması bile doğru değil. Aslında Fransızcaya da Latinceden geçmiştir. Latince “reditus” kavramı kullanılır. Türkçeye hasılat, kar veya kazanç şeklinde tercüme edilse bile tam karşılığı olmaz .
Daha kelimenin kendisinde bile netlik yokken , Zonguldak'ta “Rödovans Sorunu” nasıl çözülsün ,değil mi !
Bu kelimenin bugün kullanılan başka versiyonu da var. 'İmtiyaz".
Bazıları bu şekilde kullanılıyor. "İmtiyaz Sahibi" şeklinde "İmtiyazlı Sahalar" filan.
Bu da Türkçe değil, Arapça.
Türkçe karşılığı tam olarak “ayrıcalık ”tır. Ama bu kelimede de tam olarak olayı anlamlandıramaz. “Farklı kiralama usulü” belki doğru bir tanım olur ama bu da asansöre Türk Dil Kurumu’nun “iner çıkar” adı koyması gibi bir şey olur.

Peki nedir bu Rödovans, İmtiyaz veya Ayrıcalık

Çok basit bir tanımı ile;
Bir taksi kiralanması ile anlatayım. Mesela taşımacılık belediyeye ait. Taksi yapılması için ruhsat alınması gerekiyor. Bir kişi taksi plakası ve ruhsatı alıyor. O taksiyi kendisi çalıştırması yerine , bir başkasına kiralaması ; ama bunu sabit bir ücret ile değil de, gün içinde ne kadar yolcu taşırsa kazancının o oranda şoförden alınması olayı Rödovanstır. Yani hasılata göre kira. Burada üç kazanan var. Belediye, aracın sahibi ve o aracı kullanan şoför. Adamın 4 taksisi var hepsini aynı kişi kullanamayacağı için üçüncü kişilere kiralaya biliyor.
Bunu müzik sektörü ile anlatmak gerekirse “Patent “ anlamına geliyor. Yani sanatçıya telif hakkı ödediğinizde şarkıyı kullanabiliyorsunuz. Zaten İngilizler de Rödovans yerine patent anlamına gelen “royalty” kelimesini tercih ediyor.
Devlete ait madeni , bir özel işletmenin sabit kira ile değil, 100 ton çıkardığında ona göre bir ücret, 1 milyon ton çıkarıldıysa ona göre ücret ödemesi.

Osmanlı Dönemi’nde maden ocakları özelikle Fransız, İngiliz, İtalyan, Rus, Yunan, Almanlara Rödovans ile kiralanmıştır. Ocak ağızları veya limanlarda kantarlar vasıtası ile çıkartılan kömürlerin tonu hesaplanmaktaydı. Buna göre de ücret alınmaktaydı.
1936 itibari ile madenler devlet tarafından çıkarılmaya başlandı.

Bir zamanlar ocaklarda 42 bin kişi çalışıyordu. Tamamen ocaklar devlet tarafından işletildiği için Rödovans ortadan kalkmıştı.
Aslında 42 bin çalışıldığı zamanlarda bile yeraltında kömür ile temas eden, kömürü kazan en fazla 4-5 bin işçi idi. Gerisi geri hizmette idi. 22 bini yeraltında 20 bini yer üstünde çalışıyordu. Ocaklara giren 22 binin 5 bini ancak kömürü üreten işçiydi. 17 bini ocaklara girse de geri hizmetteydi. Yer üstünde çalışan 20 bin işçi de atölyelerde, lavuarda, limanda, taşımada vb. hizmet vermekteydi. Yani 5 bin işçi haricinde diğer çalışanlar ocakta en uçta çalışan bu işçilere destek veren işlerde çalışmaktaydı.
Bugün yeraltında yine kömür üreten 3-4 bin işçi olmasına rağmen toplamda 7 bin işçi çalışıyor. Bu durum bazı riskler getiriyor. 42 bin işçi çalıştığı dönemlerde de kazalar olmuş , kayıplar verilmişti. Tabi bir de bunun nizamlara uyup uymaması da önemliydi. Yasak olmasına rağmen ocaklarda sigara içmesinden tutunda, işini aksayan, işe gitmeyen, işe alkollü gelen , İş başında uyuyan...

1980’lerde devlet kömür politikasında değişikliğe gitti. Artık eskisi kadar yer altından kömürü çıkarmada isteksiz davranmaya başladı.

Devletin 1980'lerden sonra TTK'yı küçültme kararı ile Zonguldak için Rödovans olayı yine önemli hale geldi. Zira devletin elini çektiği alanlara özel sektör "ben buradan kömürü çıkartırım" diyerek ocakları işletmeye devam etmesi , en azından bir fayda sağladı. Bugün 24 Rödovans İşletmesi ile 1. Milyon tonun üzerinde üretimi bu şirketler gerçekleştiriyor. Bu rakam TTK’nın kendisine ait ocaklardan çıkardığı kömürden daha fazladır.
Son zamanlarda TTK kömürün ton başına aldığı ücret artırıldı. Hal böyle olunca; tıpkı Soma'da olduğu gibi geçen ay Amasra'da meydana gelen patlamanın da nedenlerinden biri oldu. Patlamanın şirketin ihmallerinden kaynaklandığı ortaya çıktı. Arkasından da tutuklamalar geldi. Yani çıkardığı ton başına masraf azaltmak için iki kişi çalıştıracağı işe, bir kişi çalıştırarak üretim masrafını azaltmasına gidilmiş. Böylelikle çıkaracağı ton başına kar artıyor.
Soma Faciasından sonra hükümet maden ocaklarında çalışanlar için “bir asgari ücret şirketten, bir asgari ücret devletten “ olmak şartı ile iki maaş olayını getirdi. Böylelikle Rödovans işletmelerinin yükü alındı. Ama kaza olayı unutulunca bu ücretler yine azaltıldı.

Sadece ismi konusu bile başlıca anlaşılmaz olduğuna göre; bir de bunun uygulanması konusu var. Bunun nasıl karışık olduğunu ben de anlatamam. Bu konuda sayfalarca araştırma yapmama rağmen tam olarak kavramış değilim.
Yani bu konu insana kafayı yedirtir.

Hayati Yılmaz

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.
BU SİTE İLE KURULMUŞTUR