Ağaç: Madenlerde tahkimat, kaplama ve birçok yardımcı işlerde kullanılan tabii
malzeme. Akasya, beyaz salkım (yalancı akasya), meşe, kayın, karacam, çam, kızılçam,
köknar, akköknar ve kızılağaç cinsleri dayanma süreleri, madencilik imalatının önem
derecesi, maruz kalacağı basınç miktarı, çürüme, vb. durumlar kaale alınarak bir ağaç
diğerine tercih edilir. En dayanıklı ağaç akasyadır fakat pahalıdır. Akasya ağacından
sonra meşe gelir. Zonguldak havzasında tercih edilen ağaç da meşedir.
Ağaç Direk: Maden ocaklarında kullanılan, henüz maden ocağındaki kullanım için
hazırlanmamış ahşap tahkimat malzemesi.
Ağaç Tahkimat: 1) Ahşap birimlerle kurulan tahkimat düzenini tümü. 2) Ağaç bağ.
Ağız: 1) Baca, kuyu vb. madencilik imalatının başlangıç kısmı. 2) Giriş.
Ahırcı: Seyis
Ana Tavantaşı: Kömür cevherinin üzerindeki sağlam kayaç.
Ara Kesme: Kömür damarının arasında, kömürün oluşumu sırasında çökelmiş, bant
halinde bulunan sert veya yumuşak şist tabakaları
Arkacı: Üretim sonunda terk edilen yerin göçmesi için ayaktaki maden direklerini
yaralayan, kesen tecrübeli kimse, usta.
Arın, Alın: 1) Ayak, taban veya galeri ( lağım, kılavuz, başaşağı, başyukarı vb.)
ilerlemelerinde ve açık işletmelerde cevher, kömür veya taşta üretim ve ilerleme
çalışmalarının yöneldiği dikey yüzey parçası.
Alın (Arın) Mekanizasyonu, Alında madenin çıkarılmasında gevşetme ve yükleme
işleminin makine ile yapılması. Alında madeni gevşetme ve yükleme işleminin hemen
hemen tamamı.
Alt Tabanyolu: Pano üretim yerinin alt kısmında hava giriş ve yükleme için kullanılan
kömür içindeki galeri.
Ana Galeri: İhraç kuyusuna irtibatlı ve işletmecilik açısından önemli olan damar
istikametinde sürülen ana ulaşım (nakliyat) ve havalandırma yolu.
Ana Kuyu: Ocaktan, cevher, taş, su, personel çıkmasını ve ocağa, personel, malzeme,
enerji ve hava girmesini sağlayan kuyu.
Anbar: 1) Bir işletmede elde bulunan her türlü taşınabilir malların alınması, muayene
edilmesi, dağıtımı ve korunması ile uğraşan yer veya idari ünite. 2) Depo.
Ayak: Yeraltı işletmelerinde, maden içerisinde iki galeri arasında cephe halinde maden
üretimi yapılan yer.
Ayak Boyu, Pano boyu: Damar meyli boyunca alt taban yolu ile üst taban yolu
arasında kalan ve kömür alınan ayak alnı. Ayak damar meyli boyunca düzenlediği
takdirde ayak boyu pano boyuna eşit olur.
Ayak Arkası: Kömür üretimi yapılan kısım.
Ayakbaşı: Kömür üretimi yapılan eğimli galerinin üst kısmı.
Ayakdibi: Kömür üretimi yapılan ayağın alt kısmı, yükleme yapılan yer.
Ayıbacağı: Basıncın geldiği yöne dik vurulan kalın çatal direk.
Baca: 1) Kömür ocaklarında kömürün kazılarak çıkarıldığı yer veya kara tumba metodu
ile çalışılan panolarda sürülen kılavuz ve başyukarılar. 2) Cevher içinde açılan boşluk.
3) Kazanlarda, fırınlarda, sobalarda ve ocaklarda zararlı gazların yanması sonucu
meydana gelen gazları dışarı atmak ve lüzumlu çekişi sağlamak için yapılan sistem.
Bağ: Normal olarak iki yan direk ve bir boyunduruktan ibaret ağaç veya madeni
tahkimat
Bant: 1) Devamlı nakliye yapan ünite. 2) Devamlı nakliye yapan ünitenin keten veya
çelik kordlu (örgü ile pekiştirilmiş) lâstik, PVC vb. madde kaplı kendine mahsus
standardı olan maden veya taş taşıma kayışı
Bant Arabası: Ana iş makinesinin ilerleme ve hareket sahasını ve kabiliyetini artırmak.
Dökücü makine arasında kullanılan, paletleri üzerinde hareket edebilen bir bağlantı
makinesi.
Barutçu: Patlatma işini yapan ehliyetli kimse, usta.
Başyukarı: Bir üst kata sürülen baca.
Çan, Kuyu, vinç ve varagel dip ve başlarında veya bunların ara katlarında bulunan sesle
işaret verme düzeni.
Çancı, 1) Varagel, vinç ve kuyuda işaret vermekle görevli kişi. 2) işaretçi. 3)
Kampanacı. 4) Saçcı.
Çatal Direk, Boyunduruk, sarma veya belleme altına, destek veya ek destek olarak
yetiştirilen bir ucu kurtağızlı diğer ucu sivriltilmiş maden direği.
Çökme: Tasman.
Damar: Maden damarı, cevheri.
Desandan Havalandırma: 1) Üretim yerlerinin yukardan aşağıya havalandırılması. 2)
Ters havalandırma.
Desandri: 1) Maden ocaklarında aşağıdan yukarıya cevher veya kömür nakli yapmak
amacı ile aşağıya doğru meyilli olarak cevher veya kömür içinde sürülen galeri. 2)
Maden yatağına ulaşmak için yeryüzünden başlayarak sürülen meyilli galeri.
Direk: 1) Maden damarı içinde üretim için gerekli işlemleri emniyet içinde yapabilmeyi
sağlayan tavan ve taban arasına dikilen, madeni veya ağaç tahkimat ünitesi. 2) Kolon.
Direk Harmanı: Direklerin stok edildiği yer.
Domuzdamı Direği: Kare veya dikdörtgen prizması şeklinde yapılan, ayak arkasındaki
göçüğü kontrol altına alan özel ahşap tahkimatı.
Emniyet: Bütün endüstri dallarında, özellikle madencilikte, her türlü işi, can ve mal
güvenliği altında yapabilmek için gerekli olan tüm önlemlerin alınması.
Emniyet Lambası: 1) Patlayıcı gaz ortamında emniyetle kullanılabilen ve grizu
miktarını ölçmeye yarayan, yakıt olarak saf benzin kullanan özel ocak lambası
Eski Galeri: Terk edilmiş galeri.
Fayton: Ocak içinde insan nakliyatını yapmak için kullanılan motorların çektiği
oturaklı taşıma aracı.
Galeri:1) Bir tarafı kapalı tünel. 2) Yeraltında açılan geçit yolu.
Galeri Tahkimatı: Galeriyi çalışılabilir duruma sokmak ve açık tutmak için ağaç,
demir ve beton kullanarak yapılan bağ.
Göçertmeli Ayak İşletme Metodu,1) Altı kesilmiş cevherin kendi ağırlığı, üstteki
tabakaların ağırlığı veya her ikisinin birden etkisi ile parçalanıp akması veya maden
alınırken tavanın göçertilmesinin sağlanması suretiyle kömür ve metalik cevher
yataklarına uygulanan tahkimatlı yeraltı (üretim) işletme metodu
Göçük, 1) Yeraltı imalatında tahkimatın yetersizliği veya eskiyip dayanıklılığını
kaybetmesi sonucu tavanın göçmesi hali. 2) Çökme.
Gres Yağı: sabun ve madeni yağın emülsiyonundan elde edilen ürün. Gresyağı (kolot
yağ) yavaş dönen, kaba ve aşınmanın fazla rol oynamadığı ve çok tozlu yerlerde çalışan
makinelerde kullanılır
Grizu: Metan gazının hava ile muayyen bir nispette karışımından oluşan patlayıcı ve
yanıcı (ocak gazı) gaz. Metan gazının hava ile karışımı hacim olarak % 0-5 ve % 14-28
arasında yanma, % 5-14 arasında patlama özelliği gösterir. En şiddetli patlama havadaki
metan gazı oranı % 9,5 iken olur. 15 m3
/da dan fazla veya verilen havanın % 0,025’i
kadar metan gazı çıkan veya herhangi bir bacasına günde birkaç defa metan
toplanabilen maden ocağı, grizulu ocak sayılır.
Havalandırma Kapısı: 1) Hava akımını yönlendirmek veya bölmek için galerilere özel
olarak yapılan kapı. Bu kapılar genellikle peş peşe çift olarak yapılır. Demiryolu
nakliyatı olan yollarda iki kapı arasında bir hava bendi teşkil edecek şekilde bir katarı
rahat alacak mesafe bırakılır. 2) Hava kapısı
İhraç: Ocaktan maden, taş, vb. çıkarma işlemi.
İhraç Kuyusu: İçinde madencilikle ilgili her türlü taşımanın yapıldığı kuyu.
İstihraç: 1) Kazılmış madenin ocaktan çıkarılması. 2) Çıkarma. 3) İhraç.
İstihsal: 1) Madenin, maden yatağı içerisinden kazılıp çıkarılması işlemi. 2) Üretim.
Kama: 1) Ağaç veya madeni bağların arkasını pekiştirmek ve tahkimatın normal
çalışmasını sağlamak için kullanılan, testere ile ortasından (ekseninden) kesilmişince
maden direğinin bir tarafı. İnce maden direğinin balta ile ortasından yarılması suretiyle
elde edilen kamaya da şak kama denir. Kama metal veya teçhizatlı beton olarak imal
edilir.
Karpit Lambası: İçerisinde bulunan karpit (CaC2) ve suyun kimyasal reaksiyonu
sonucunda çıkan asetilen gazının yakılması ve böylece ışık vermesi esasına dayanan
aydınlatma aracı. Karpit lâmbası alevi açıkta olduğundan, patlama tehlikesi olan
yerlerde kullanılmaz.
Kartiye: Bir veya birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak kısmı. 2) Kat.
Kazmacı: 1) Yeraltı maden ocaklarında kazı yapılan alında kazma veya havalı tabanca
ile kazı yapıp kömür, maden cevheri ve diğer katı mineralleri çıkarıp açtığı boşluğun
tahkimatını yapan (kişi) usta. 2) Kazmacı ustası.
Kazmacı Yedeği: Kazmacı yardımcısı, kalfa.
Kelebe: 1) Kattan kata yan taş, cevher veya kömür içinde aşağıdan yukarıya doğru dik
olarak açılan (sürülen) başyukarı. Kelebe maden, malzeme ve insan iniş çıkışı için ayrı
ayrı sürüldüğü gibi, tek kelebe çok amaçlı olarak da düzenlenebilir. 2) Dikbaşyukarı.
Laçka Etmek: Halatın salıverilmesiyle yükün aşağıya indirilmesi.
Lağım: 1) Taş içinde sürülen galeri. 2) Patlayıcı madde doldurmak için delinen delik.
Lağım atmak: Lağım deliğine yerleştirilen patlayıcı maddeleri ateşleyerek patlatmak.
Lağımcı: 1) Galeri açma (lağım sürme) işlerinde çalışan ve vardiyasındaki ekibin
çalışma sorumluluğunu üstlenen; lağım delme, ateşleme, yükleme ve tahkimat işlerini
yönlendiren (kişi) usta.
Lağım Açmak: Taş içinde galeri açma.
Lambahane: Yeraltı maden işletmelerinde çalışan işçilerin kullandığı ocak
lambalarının; emniyet kurallarına uygun olarak hazırlandıktan sonra, işçiye verilip
alındığı, tamir ve bakımlarının yapıldığı yer.
Lavvar: 1) Kömür madenciliğinde kömürü yıkama (hazırlama ve zenginleştirme) tesisi.
Maden: 1) Yerkabuğunun kimi bölgelerinde çeşitli iç ve dış doğal etkenler nedeni ile
oluşan, ekonomik yönden değer taşıyan mineral bileşimi. 2) Kendine özgü bir parıltısı
olan, genellikle elektriği ve ısıyı ileten, oksijenle birleşerek bazal etki veren (basit
cisim) element. 3) Maden ocağı, -işletmesi.
Madenci: 1) Kartiyenin (kısım) veya daha aşağı kademedeki nezaret sahasının teknik
ve idari bakımdan tam sorumluluğunu taşıyan iş nezaretçisi. 2) Maden ocaklarında
çalışan ve mesleği madencilik olan kişilerin her biri. 3) Maden işleten.
Madenci Kazması: Dövme çelikten yapılan ve ucu sertleştirilen özel biçimli kazma..
Madenci Küreği: Kömür ve posa yığınlarının kaldırılmasında kullanılan kısa saplı ve
sap başında tutma yeri bulunan geniş yüzeyli kürek. Maden kürekleri, tava şeklinde ve
yayvan ağızlı olup, standart ölçülerdedir. Sap kısmı hariç en büyük boyutlu kürek 2,40
kg. ağırlığındadır.
Madenci Başlambası: Maden ocaklarında madencinin bel kayışına takılarak taşınan
kilitli koruyucu muhafaza kutusuna yerleştirilmiş kursun-asitli veya nikel-kadmiyumalkali batarya ve bu bataryaya esnek bir kablo ile irtibatlandırılmış, madenci baretine
takılabilen, ışık yayan, başlığı olan, ocak lambası. Bataryaya esnek kablo ile bağlı
başlıkta şarj anahtarlı, kumanda düğmeli, reflektörlü ve içinde ışık kaynağı olarak
emniyet bakımından biri esas, diğeri de yardımcı olmak üzere iki veya iki rezistanslı tek
ampul bulunur.
Maden Damarı: 1) Bir çatlağı ya da ağ biçiminde çatlak sistemlerini doldurmuş olan
maden kütlesi. 2) Filon. 3) Tabaka halinde teşekkül etmiş kömür yatağı. Maden
damarları yatırımlarına göre; az yatımlı (0-20½), normal yatımlı (20-45½), orta yatımlı
(45-60½) ve (dik) kılıç (60-90½) damarlar diye sınıflandırılabilir. 4) Ana istikameti
belirleyen damara ana damar denir.
Mekanizasyon: 1) Maden ocaklarında kömürün veya cevherin makine gücü ile kazılıp
yüklenmesi işlemi. Cevherin veya kömürün tamamının kazılıp yüklenmesinin
(tahkimatın mekanik veya manuel (el) ile yapılması hariç) makine yardımı ile yapılması
gerçekleşiyorsa, "Tam mekanizasyon" eğer bu işlem kısmen makine ile yapılıyorsa "
Yarı mekanizasyon" dan bahsedilir. Mekanize kömür kazısı, a) rendeleme, b) kesme ve
c) yonga kaldırma suretiyle yapılır.
Nakliyat Sistemi: Taşıma işinin tarzı ve uygulamasını belirleyen sistem. Esas olarak
devamlı ve gidiş-gelişli olmak üzere iki gruba ayrılır. Bant, hidrolik vb. taşıma devamlı;
kamyon, vagon vb. taşıma da gidiş-gelişli nakliyat sistemine örnek gösterilebilir.
Nezaret: Maden işletmelerinin, tekniğine ve emniyet nizamnamelerine uygun olarak
yürütülmesinin kontrolü.
Nezaretçi: 1) Bir maden işletmesinde işlerin yürütümü, makine, tesis veya teçhizatın
işletilmesini sağlamak için, fenni nezaretçi tarafından görevlendirilen ve bu işleri
yürütme hususunda gerekli yetkiye sahip teknik eleman veya ehliyetli ve sorumlu kişi.
2) İşletmelerin teknik ve emniyet yönünden nezaretini yapan sorumlu ve yetkili maden
mühendisi. —> Fenni nezaretçi. Daimi nezaretçi.
Nezaret Personeli Unvanları: Çavuş, başçavuş, kıdemli başçavuş, asmadenci,
madenci, üsmadenci, başmadenci (başefendi).
Ocak: 1) Açık (yerüstü) maden işletmesi yapılan yer. 2) Dik kuyu ve diğer girişler,
meyilli kuyular, düz ve meyilli galeriler ile birlikte, yeraltı hafriyat ve imalatını
kapsayan; madencilik faaliyetini yapmak için belli bir projeye göre hazırlanmış iş yeri.
Aynı işverene ait olmak şartı ile ayrı ayrı havalandırma tesisi bulunan birbirine yakın iki
veya daha fazla ocak da bir ocak sayılır. 3) Maden.
Ocak Ağzı: Yeraltı işletmesine, yeryüzünden galeri veya kuyu şeklindeki giriş yeri
Ocak Arabası: 1) Maden işletmelerinde maden ve malzeme naklinde kullanılan,
demiryolu üzerinde hareket eden, yandan veya önden tumba etmek üzere yan veya ön
kapaklı olarak da imal edilebilen özel araç. Taşınacak maddenin yoğunluğuna, kullanış
şekline ve amacına göre değişik hacimlerde imal edilir. Kömür arabası (kömür vagonu),
direk trikosu, beşik araba, kuyruklu araba gibi isimler verilir. Kömür madenciliğinde
genellikle tonluk, üç tonluk ve beş tonluk ocak arabası kullanılır. 2) Vagonet (küçük
vagon). 3) Araba.
Orta Çekmek: İkinci tarama deliklerinin serbest yüzeyini oluşturmak için belli bir
açıyla delinen deliklerin ilk ateşlenmesi.
Pano: 1) Yeraltı işletmesi uygulanan bir damarda mostra ve muayyen bir kat veya iki
kat arasında kalan işletmeye alınmış damar kısmı.
Payton: Meyilli nakliyatta vince bağlı platform şeklindeki taşıma aracı.
Posta: 1) Lağım, taban tamir ve taramada çıkan kazı malzemesi..2 ) Vardiya. 3) İşçi
ekibi.
Ramble: Kömürü alınan yerin işe yaramaz malzeme ile doldurulması işlemi.
Sarma: 1) Galeri tahkimatında, tahkimat profillerini irtibatlayan ve galerinin uzun
eksenine paralel olarak konulan tahkimat direği. 2) Ayak tahkimatında, alına dik veya
paralel vaziyette konulup altından iki veya üç ağaç çatal direk veya madeni direkle
takviye edilen ağaç veya madeni direk. Ayak tahkimatında genellikle direk tasarrufu
sağlamak için yarım daire kesitli ağaç direkler sarma olarak kullanılır.
Seyis: 1) Ocaklarda hayvanla yapılan nakliye işinde; çekici hayvanın hazırlığını,
hareketini, hareketin durmasını idare eden kimse. 2) Atların ve katırların tımarını ve
bakımını yapan kimse. Maden ocaklarında nakliyatta kullanılan çekici hayvanların
ahırda bakımını yapıp, yemleyip ahırı bekleyen kimseye de ahırcı denir
Stim: 1) Buhar. 2) Basınçlı hava.
Şlam: 1) Toz halindeki cevher veya kömürün su ile karışmış şekli. 2) Bulamaç. 3)
Çamur.
Tahkimat: 1) Maden ocağını teşkil eden galeri, kuyu ve üretim yerlerini mal ve can
emniyeti bakımından çalışılabilinir duruma sokmak ve çalışılabilir durumda tutmak için
yerine göre ağaç, demir ve beton kullanılarak yapılan takviye. 2) Destek düzeni.
Tahlisiye: 1) Kurtarma. 2) Can kurtarma. Kurtarma işlerinde görevli kimselere de
tahlisiyeci, tahlisiye cihazları ile tahlisiye ekiplerinin hazır bulunduğu yere tahlisiye
istasyonu, herhangi bir gereksinimde kullanılmak üzere tahlisiye cihazları ile donatılmış
arabaya da tahlisiye (kurtarma) arabası denir.
Topuk: 1) Yeraltı işletmesinde üretim yapılan yerlerde veya bunlar arasında bırakılan
ve daha sonra alınacak veya alınmayacak, belirli bir biçimi haiz olan veya olmayan
maden kitlesi. Topuğun görevi tavanı tutmak ve tabakalar arasındaki oluşum
bütünlüğünü muhafaza etmektir. 2) Galeriler ve odalarda ayrılmış olan maden yatağı
parçası.
Tulumba: Suyu ve herhangi bir akışkanı belli bir yüksekliğe basan aygıt.
Tumba: 1) Ocak arabalarını (vagonları) boşaltmaya yarayan tesis. Tumba tesisleri
arabayı yana yatırmak veya ters döndürmek suretiyle boşaltır.
Üst Taban Yolu: Pano üretim yerinin üst kısmında, hava dönüş ve malzeme yolu için
kullanılan kömür içindeki galeri.
Vagon: Raylar üzerinde hareket eden taşıyıcı araba.
Vakvak: Ortamdaki metan gazı olduğunda vaklama sesi çıkaran alarmlı metanometre.
Varagel: 1) Eğimli olan ve katları birbirine bağlayan, yer çekiminden yararlanılarak
dolu vagonları aşağıya, boş vagonları da yukarıya çekmeye yarayan, nakliyat yolu.
Vira: “Yukarı çek.” anlamında kullanılmıştır.
Yastık, Tavanı ve tabanı çürük olan yerlerde, sütun (çatal) olarak kullanılan direklerin
tabana ve tavana batmasını önlemek veya tahkimatı takviye etmek için yatay olarak
konulan kısa direk.
Zıvana: Faytonların içinde otururken bacakların karşısındaki kişinin bacakları arasına
geçmesi şekli, dişli