1 dakika okundu
10 Jul
10Jul

Savaş ortamının gereği olarak pek tabiidir ki; nüfus durumu sık sık farklılık gösterebilmektedir. Bu yüzden özellikle, Milli Mücadele yıllarına ait nüfus bilgilerini dikkat ile incelemek lazım.Ayrıca daha önce belirtildiği gibi, kömür rezervlerinin işletilmeye açılması sebebiyle, özellikle 1882 yılından itibaren Zonguldak ve çevresine yerli yabancı göçler başlamıştır. Bu göçler esnasında işçi olarak gelen Türklerin yanı sıra maden işletmecisi olarak Rumlar, Ermeniler, Fransız ve İtalyanlar da gelmişlerdir. Sonunda 1899 öncesinde Ereğli’nin Elvan Köyünün bir mahallesi iken, bugün il merkezi olan Zonguldak ortaya çıkmıştır. 

Bu kent merkezinin nüfusu; çok hızlı bir şekilde artarak 1916 yılında 30.563 kişiye ulaşmıştır.1916 Yılı Müstakil Bolu Sancağı Salnamesi’nde belirtilen bu 30.563 kişinin 28.707’si Müslüman, 1856’sı gayri Müslim olarak gösterilmektedir. 


Aynı salnamede, araştırma alanımıza gören yöredeki diğer yerleşim merkezlerindeki Türk ve azınlıkların nüfusu hakkında da bilgiler verilmektedir. Bu Salname’ye göre; Ereğli’nin toplam nüfusu 41.794’dür. Bunların 40.567’si Müslüman, 1227’si de Rum’dur. Bartın’ın toplam nüfusu 64.290’dır. Bunun dağılımı da; 63.354 Müslüman, 556’sı Rum  370’i ise Ermenidir.Devrek’in toplam nüfusu 55.228’dir. Bu nüfusunun 54.149’u Müslüman, 405’i Rum 674’ü ise Ermenidir. Çaycuma'nın toplam nüfusu 12.004’dür. Bunların dağılımı da; 11.600 Müslüman, 370 Rum 34 Ermeni şeklindedir. 

Ayrıca Amasra’da 13.273 75 Kurucaşile’de ise 8390 Müslüman oturmaktadır. 

Tunalı Hilmi Bey, sözü edilen konuşmasında; Zonguldak’ta 50 Müslüman Türk evine karşılık, 1500’e aşkın yabancı, Rum ve Ermeni evi bulunduğu bildirmekteydi. 

Leon Maccas buralardaki Rum halkının dini ve eğitim müesseselerinin dökümünü de yaparak, erkek ilkokullarını 6, kız ilkokullarını 2 olmak üzere, ilk eğitim müesseselerini toplam 8 olarak göstermiştir. Bu okullardaki öğrencilerin miktarı 510’nu erkek, 170’i kız olmak üzere 680 idi. 

Okullarda ise toplam 19 öğretmen bulunuyordu. Bunların da 14’ü erkek, 5’i ise kadındır. 


Zonguldak, yerleşim merkezi olarak çok yeni olan bir yerdir. Bu bakımdan XX. yüzyılın başlarında Ereğli özellikle Ereğli Fransız Kömür Şirketi vasıtasıyla, daha çok tanınmaktaydı. Ayrıca; Leon Maccas kitabında D.Not Botzaris’in 1912 yılında esas aldığı yerleşim merkezlerini aynen almıştır.  

Belirtildiği gibi o tarihlerde Zonguldak isim olarak pek meşhur değildi. Bu yüzden Leon Maccas muhtemelen Zonguldak`daki Rum azınlığı Ereğli’de göstermiştir. Zira daha önce de belirtildiği gibi Yunanlı Arvandis kardeşler İtalyanlarla birlikte, Kozlu Kömür Madenleri Osmanlı Anonim Şirketi’ni kurmuşlardı 

Diğer taraftan da Zonguldak Kömür havzasına yabancılarla birlikte, yerli Rumlar da kömür işletmeciliğine el atmışlardı. En zengin münferit ocaklara yerli Rumlar sahip olmuşlardı. Bunların en önemlisi 60 Nolu Rumbaki ocağıydı. Ocağın sahibi ise Rumbaki adındaki yerli bir Rum idi. 

İşletmeci Rumların yanı sıra, mühendis, mühendis muavinlerinin çoğunluğu da azınlıklardan idi. Bunlardan başka, Zonguldak kömür havzasındaki maden başçavuşları, ustabaşılar, memurlar, ajüstörler, makinistler, ateşçiler hatta ocaklardaki kazmacıların çok az bir kısmını da azınlıklar teşkil ediyordu. Bu konuda, Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yayınlanan, Cumhuriyetin On Yılında Zonguldak ve Maden Kömürü Havzası adlı eserde isimler de verilmektedir. Bu isimleri, konumuza açıklık getireceği için aynen alıyoruz 

Azınlıklar; Fransızlara tercüman ve rehberlik yapmaktan da geri durmadılar”. Ayrıca Rumlar, Ereğli işgalinde düşmanla birlikte hareket etmişler, Kuva-yı Milliye’ye karşı silah kullanmışlardır. Bu suçları yargılama sonunda sabit görülen Ereğli Rum ileri gelenlerinden on bir kişi ile bir papaz Düzce’de idam edilmişlerdir. Zonguldak`taki Rumlarda Türklere karşı silahlandırılmıştır. Aynı zamanda Rum ve Ermeniler taşkınlıklarını burada da sürdürmüşlerdir.


Rum ve Ermeniler İtilaf Devletleri lehinde casusluk faaliyetlerinde de bulunmaktan kaçınmadılar. Nitekim 23 Ocak 1921’de İstanbul’dan Kuva-yı Milliye tarafından Ereğli’ye kaçırılan Alemdar Gemisi’ni Fransız ve İtalyanlara telefon ve özel kişilerle haber verenler, Ereğli Rumları idi. Öte yandan 31 Kasım 1920 tarihinde Kuva-yı Milliye tarafından Ereğli’de ele geçirilen Yunan vapurunun Fransızlarca kurtarılmasını Rum İlkiyoyadi Efendi sağlamıştı.Nişan ismindeki bir Ermeni de Fransız Müslüman askerlerinin firarlarını sağlamak için Zonguldak’ta Kuva-yı Milliye tarafından yürütülmekte olan çalışmaları Fransızlar`a ihbarda bulunmuştur. Nitekim  1 Ağustos 1920 tarihli Garp Cephesi’ne gönderdiği telgrafında bu ihbar sebebiyle söz konusu “çalışmaların sonuçsuz  kaldığı” belirtilmektedir.

Ayrıca, Zonguldak`taki zengin Rumlar Yunanlılar`a silah ve mühimmat bakımından da yardımcı oluyorlardı. Bu konuda Zonguldak`in eski esnaflarından Ali Şeker; “Bu Rumların bir kısmı bizden gözüküyordu. Ama bu sahteydi. Mesela Zonguldak’ta Boyacıoğlu diye zengin bir Rum vardı. Zonguldak Hastanesi`nin yapımında yardım etmiştir. Fakat o aynı zamanda Yunanlılara top mermileri temin etmiştir. Mermilerde Boyacıoğlu ismi tespit edilince sürülmüştür. Bunlar böyle adamlardır” demektedir.

Diğer taraftan Muhiddin Paşa`nın EHUR’ne gönderdiği 14 Temmuz 1921 tarihli harp raporunda; Bolu`nun Sığlıca Köyü ile Ereğli’nin Alaplı kasabası arasında 10-15 kişilik bir Rum çetesinin eşkıyalık yaptığı, bildirilmektedir.

Hayati YILMAZ ile

Zonguldak Tarih

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.
BU SİTE İLE KURULMUŞTUR