Asıl soyadı Demir olan Kemal Tahir, 1910’da İstanbul’da doğdu.
Babasının görevleri nedeniyle ilk öğrenimini imparatorluğun değişik yerlerinde sürdürdü. Ailenin 1923’te İstanbul’a yerleşmesinden sonra eğitimine Mekteb-î Sultânî’de devam etti. Annesinin 1926 yılında veremden ölümü ve babasının ikinci bir evlilik yapması üzerine öğrenimini 10. sınıfta iken bıraktı. Önce İstanbul’da avukat kâtipliği, sonra Zonguldak’taki kömür işletmelerinde ambar memurluğu yaptı..
Kemal Tahir 1929 yılına geldiği Zonguldak'ta 3 sene kalmıştır.19 yaşında daha hayatının baharında İşçi kenti Zonguldak'a vapur ile gelir.1931 yılının Mart ayında gerçekleşen büyük fırtına ve sel felaketinde Zonguldak'tadır. Ayrıca Mustafa Kemal Paşa'nın 26 Ağustos 1931 tarihinde Zonguldak limanına ayak bastığında, 21 yaşında genç bir delikanlı olarak o da oradadır.
3 sene boyunca Zonguldak'ta kalan Kemal Tahir, 1932 yılında İstanbul'a dönerek gazeteciliğe başladı, çeşitli gazete ve dergilerde çalıştı.lk kitabı, 1936’da yayımladığı “Namık Kemal için diyorlar ki” adlı kitapçık oldu. Kelleci Memet romanı, Kemal Tahir’in Anadolu hapishanelerini konu eden romanıdır. Kemal Tahir bu romanda , çalışılan ve yarı serbestliği olan Zonguldak cezaevini anlatır. Bir başka romanında ise, Çankırı köyünde geçen bir hikayede, “daha sonra adı Karaelmas Ekspresi olacak” Zonguldak-Ankara arasında gidip gelen tren için köylülerin bu trene “Zonguldak Treni” dediğinden bahseder. Ayrıca "bir fırtına dindi" kitabında Zonguldak konusu geçer.
1938’de Nâzım Hikmet ve Hikmet Kıvılcımlı ile birlikte, “Donanmayı İsyana Teşvik Etmek” suçlamasıyla 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı; Çankırı, Malatya, Çorum, Nevşehir cezaevlerinde 12 yıl yattı. 1950’deki genel af yasasından yararlanarak özgürlüğüne kavuştuktan sonra İstanbul’a döndü. 1965 yılında Yorgun Savaşçı adlı romanı yayınlandı. Kurt Kanunu’nda (1969) Atatürk’e karşı düzenlenen İzmir Suikastı çevresinde, Kurtuluş Savaşı’nı kazanan kadro ile İttihat ve Terakki yandaşları arasındaki hesaplaşmayı dile getirdi.
Kemal Tahir, 21 Nisan 1973’te geçirdiği bir kalp krizi sonucu İstanbul’da yaşamını yitirdi. Naaşı, Sahrayıcedîd Mezarlığı’na defnedildi.
Ölmeden önce yazdığı fakat ölümünden sonra yayımlanan Namuscular (1974), Karılar Koğuşu (1974), Damağası (1977) romanlarında da kırsal kesim insanlarını ve cezaevi yaşamını konu aldı.
Hayati Yılmaz ile