“Ertuğrul yatını batırırım ..” Gazi Mustafa Kemal'in 26 Ağustos 1931 yılında Zonguldak'a geldiğini biliyoruz. Bu gelişi sırasında denizin dalgalı olduğunu da yazılan anılardan anlıyoruz.
Fakat Atatürk’ün yanında 11 sene Başsofracı olarak çalışan Cemal Granda‘nın anılarında ilginç notlar var, onları hiç duymamışızdır.
Başsofracı (Baş Garson) Cemal Granda, 1959 yılında ilk defa anılarını ve tutuğu notlarını, Cumhuriyet dönemi şairi ve gazetecilerinden Turhan Gürkan‘a aktarmış; 1973 yılında da bu anıları Turhan Gürkan "Atatürk’ün Uşağı İdim" adlı kitabında toplamış. Bu kitabın bir sayfasında ,Zonguldak için daha önce bilinmeyen bir anıdan bahsediliyor.
Kitaptaki bölüm aynen şöyle;
"Atatürk İstanbul'da bulunduğu sıralar Boğaz'da ve Marmara'da yatla gezmeğe bayılır, yorgunluğunu ancak bu şekilde çıkarırdı. Bir yaz günü akşam üstü, yine Boğaz'a doğru bir gezi düzenlettirmişti. Atatürk önemli bir şeye kızmış olacak ki, yanına girdiğimde "Ertuğrul yatını batırırım... " diye sertçe konuşuyordu.
O sırada kavakların önüne gelmiştik. Akıntının etkisiyle yat başladı beşik gibi sallanmaya. Herkes Paşam, hava fena, dönelim... Diyor. Atatürk:— Hayır olmaz, Boğaz'dan çıkalım. Diye diretiyordu. Boğaz'dan çıkarak Zonguldak'a gidilmesi isteniyordu.
Tam o sırada yatın güvertesinde Seyrüsefain İdaresinin Müdürü (Deniz Yolları İdaresi Müdürü) Sadullah Bey'e rastladım. -Beyim, hava çok kötü. Bu şartlar altında gidemeyiz... Deyince bana güldü:— Biz Ata'ya söyledik, kızdı. Sen söyle. Dedi.Bir an durakladım. Atatürk, dediği dedik bir adamdı. Bir şeye karar verdi mi, onun üzerinde diretmek boştu. Fakat bir huyu da vardı ki, akla yatkın dilekleri yerine getirmekten çekinmezdi. Cesaretimi toplayıp hemen salonun kapısı önüne geldim. Atatürk'e damdan düşer gibi " Paşam, ileriki burundan dönelim mi ?" deyince:— Peki dönelim... Dedi.
Doğrusu bu kadar kolaylıkla Atatürk'ü razı edebileceğimi aklıma getirmemiştim bile. Onun için birden bire şaşırıp kaldım. Bir yandan da seviniyordum. Hemen merdivenin dibinde heyecanla benden cevap bekleyen Sadullah Bey'in yanına koştum " Paşa Hazretleri ileriki burundan dönmemizi emretti..." deyince Sadullah Bey'in sevinçten gözleri yaşardı. Bana ödül olarak bir maaş ikramiye verilmesi için Kamara Müdürü Muzaffer Bey'e emir verdi. O zaman almış olduğum aylık 27 liraydı. Ömrümde aldığım tek ödül de işte bu paradır.
"Kitapta bu olayın gerçekleştiği zamanın bilgisi yok. Bizim. Atatürk'ün Zonguldak'a gelip gittikten sonra ki gelişmelerde defalarca Zonguldak'a davet edilmişti. Fakat bu ziyaret gerçekleşmedi.
Başsofracı olarak çalışan Cemal Granda ‘nın anlattığı bu nottaki zamanın ben Atatürk'ün Zonguldak ziyaretinden önce gerçekleştiğini düşünüyorum.
O gün belki Zonguldak'a ulaşamamış olsa da bir sonraki sefer Atatürk tekrar aynı ısrarı ile geminin rotasını Zonguldak'a kırdırmış olabilir. Bununda 1931 yılı yine Ağustos ayı içinde olabileceğini düşünüyorum.
Bu anıda Ertuğrul yatının İstanbul‘dan çıkmadan geriye döndüğünden bahsediliyor. Üstelik daha boğazayken geminin sallanmasından söz ediliyor.
İstanbul Boğazı bu haldeyse Karadeniz bu yat için çok tehlike arz ederdi. Bu yüzden karar çok doğru verildiği için Deniz Yolları İdaresi Müdürü Sadullah Bey karara çok seviniyor. Ayrıca Başsofracı Cemal Granda aldığı bahşişe bakılırsa ; geminin geri dönmesi gerçekleşmiş.
O gün geri dönülmüş ki, Cemal Granda ikramiyeyi kapmış. Zaten yine o gün gemide olan Seyrüsefain İdaresinin Müdürü Sadullah Bey,26 Ağustos günü Atatürk‘ün Zonguldak Ziyareti sırasında beraberindeki kişiler arasında ismi geçmiyor. Dolayısı ile bu yazılanlar 26 Ağustos günü değil başka bir gün gerçekleşiyor.
Başsofracı Cemal Granda 1927’den ,Atatürk‘ün vefatına kadar ,11 sene yanında görev alıyor. Anılarına baktığımızda Cemal Granda ‘nın Atatürk‘ün vefatından sonra da Savarona yatında da çalıştığı anlaşılıyor.
İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı sırasında, Savarona yatının İnönü tarafından İnebolu'ya çağırıldığı, burada yata binen İnönü'nün Zonguldak'ta yattan indiğini, buradan da tren ile Ankara‘ya geçtiğini anlatıyor.
Başsofracı Cemal Granda hakkında ilginç detay daha ;Cemal Granda daha sonra işsiz kaldığında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak'a gidip başına gelenleri anlattır .Kendisine bir iş bulmasını rica eder. Zonguldak'ta, Etibank Ereğli Kömür İşletmeleri İdare Amirliği'nde Daireler Müdürü olan kardeşi İhsan Soyak'ın da yardımı ile Zonguldak‘ta işe yerleştirilir. Anladığım kadarı ile işçi pavyonlarında bekçi ve odacıların başı olarak çalışır. Bu anılarını da bu sırada Zonguldak’ta yazar. Başsofracı Cemal Granda Yalova Termal Oteli Memurluğundan emekli olur.
Hayati YILMAZ ile
Zonguldak Tarih