Fransızlar, güya Zonguldak kömürlerini kontrol etmek için 8 Mart 1919'da Zonguldak Limanına bir tabur asker çıkardılar. Bartın sahillerini de itilaf gemileri sık sık kontrol altında tutmaya başladı. Fransızlar, Zonguldak'ta Fener Mahallesi`ne yerleşmekle kalmadı, burayı bir sınır gibi tel örgülerle çevirdiler. İçeri girmek yasaktı. Madenlerde genelde çok az sayıda Türk çalıştığından, ocaklara genelde İngiliz, İtalyan, Fransız ve Rumlardan oluşan işçiler hakimdi. İstanbul Hükümeti'nin anlaşması ile Zonguldak`a gelen yabancı asker ve işçiler( halk padişahlarına bağlılığından olsa gerek) Zonguldaklılar tarafından çoktan kabullenilmişti bile.
Ülkedeki gelişmeler halkı tedirgin ediyordu fakat Zonguldak’ta zaten uzun yıllar yabancılar maden ocaklarını çalıştırdıkları için , durumun ciddiyeti henüz Zonguldaklılar tarafından farkında değildi.
Aslında her şey meydanda olunmasına rağmen kimse dillendiremiyordu. Şehirlerdeki devlet erkanlarından bazıları yükselen sesleri baskı yaparak susturuyor, bazı Osmanlı bürokratları da Saray`a muhalif olanlara hak veriyordu.
Fakat Yunanların İzmir`e asker çıkardığı 15 Mayıs 1919 günü , Zonguldak’a haber ulaşınca , şehirde büyük infiale yol açtı. İzmir'in işgali Zonguldak'ta duyulur duyulmaz, Zonguldaklılar meydanda toplanmaya başladı. Burada bir protesto mitingi tertip ettiler. Miting sonunda İstanbul’daki Osmanlı hükumetine bir protesto metni gönderildi. Bu telgrafta "Yunan işgalinin Türklerin kalbinde büyük yaralar açtığı" ifade edilerek şunlar belirtilmiştir;
"İzmir ’siz bir Türk, başsız bir ceset halinde kalacağından bu kıymetli uzvumuzu kaybetmektense malımızı ve hayatımızı bu uğurda fedaya hazırız. Bu sebeple, işgal keyfiyetini Zonguldak İslam ahalisi bütün varlığı ile protesto eder ve sevgili İzmir'imizin mukadderatı hakkında İtilaf devletlerince yapılan muamelenin düzeltilmesi için, hükumetimizin yapacağı teşebbüs ve çalışmalara bütün kuvvetimiz ile yardımcı olacağımızı arz ile hayırlı neticeleri sabırsızlıkla intizar ederiz."
İzmir’in işgali ile Zonguldak’ta anca neyin ne olduğu anlaşılmaya başlanmıştı. Fransızların güya maden ocaklarını koruma bahanesi ile Zonguldak’a asker çıkarması , artık işgal olarak görülmeye başlanmış ve Müdafaa-i hukuk cemiyeti için bir zemin hazırlamıştır. Fransızlar da artan bu tepkiler üzerine daha fazla baskı kurmaya ve ev baskınları yapmaya başlamıştı.
Özellikle Zonguldaklı gençler bundan oldukça rahatsızdı. Bu gençlerden İpsiz Recep, Laz Emin ( Emin Ertürk), Dursun Reis gibi delikanlılıklar , zaman zaman Zonguldak caddelerinde Fransız askerleri ile didişmeye başladı. Bazı gençler tutuklanıyor, halkın fazla tepkisini çekmemek için gençler hırpalandıktan sonra salıveriliyordu. Geceleri ise Zonguldaklı gençler ,bugün Ontemmuz , Site, Acılık sırtlarındaki tepelerde gizli toplantılar yapıyor ,Fransızlarda bu örgütlenmeler ve toplanmalara karşı Fener Mahallesinden ışıklar ile tarama yapıyor ve gördükleri karartılara ateş acıyorlardı. Kiliselerin bir bir açıldığı dönemde Zonguldak`taki Fransız askerleri, mevcut camiden ezan okunduğu sırada, şehirde bando eşliğinde kasti olarak geçiş törenleri yapmaktaydılar.
Memlekette bu olaylar yaşanırken Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a gitmek için hazırlıklar yapıyordu. Bandırma Vapuru , Mustafa Kemal ve 18 askerle beraber, 16 Mayıs 1919 tarihinde, öğle üzeri İstanbul'dan Samsun'a doğru yola çıkar.
Gemi 17 Mayıs 1919 Tarihinde saat 05.00 civarında , Zonguldak açıklarından geçer.
Vapur Zonguldak açıklarından geçerken, Mustafa Kemal; Zonguldak'ın Fransız işgalinde olduğunu konu etmiş ,buradaki Türk subayları hakkında da malumat almıştı. Zira Samsun'a çıktıktan sonra Zonguldak'taki subaylar ve siviller ile telgrafla iletişim haline geçmiştir.
Sert havada, dalgalı bir denizde yol alan gemi, 17 Mayıs günü gece saat 23.00 civarında İnebolu Limanına ulaşır ve burada demirler.
18 Mayıs 1919 tarihinde öğle üzeri 12.00'da da Sinop Limanına yanaşır.
Üsteğmen Hikmet Bey , sandal ile kıyıya çıkar ve yolda olduklarını, Samsun Tümen Komutanlığına telgraf ile bildirir.
Bandırma Vapuru, bu telgraftan bir gün sonra da 19 Mayıs 1919'da Samsun'a varır.
Hayati Yılmaz ile
Zonguldak Tarih