Size Zonguldak şivesinden 200 kelime hazırladım.(Bu sözlük çok daha fazladır ve henüz tamamlamadım) Eğer büyüklerinizden duyduğunuz kelimeler varsa sözlüğe katkı sağlaya bilirsiniz.
İşte yaklaşık 200 adet Zonguldak Şivesi kelimesi
A
Aaba: “abla” yerine kullanılmakta…
Aakur: Düz olmayan,
abacum : (Ablacım)
Abdeslik: LavaboAbooyyy: Büyük bir şey için heyecan gösterme
Aboy: Abuy : Şaşkınlıkadamcavuza (Adamcağıza)
Aga: Abi:ağabey ve amca yerine kullanıla gelmekte.
Ağla: set.çit.ağnadcak (Anlatacak)
Ağnamaya: (Anlamıyor
Ağnın: ( Abi-kardeşine, Amcası-yeğenine hitap ‘Ağanın’)
Ağzını gayırma: (ağzını açma)
Ahçı yatağı: Mutfak
Ahılda-mak: Yorulan insandan çıkan sesin karşılığında kullanılır…
Aklan : (Küçük dere)
Akşam söğekede kaldım: Akşam soğuk yerde kaldım…
Alabrus: Bir çeşit traş şekli…
Alaf: Bitkisel hayvan yiyeceği
Alaplı pazarı: Çarşamba günü anlamındaalma (Elma)
Anaay: Anneye seslenirken söylenen…anam eyle gidyon (annemlere gidiyorum)
anamayom :(Anlamıyorum)
anamgil :(Annem tarafı / sülalesi)
anayon : (Anlıyorsun)
Andabanda: Gelişi güzel , evde andabanda temüzlük yaptım
Aneey, ancuum: Bir tür abartma anlamında…
Anın : Amca'nın yeğenine söylediği
Aniiy: Korku hali…
Aninooğn: Bir tür sevgi ifadesi…
Aşınak: ZayıfAtınmak: Yüzmek
Atlama : Merdiven –genelde bahçe ve tarla girişlerinde çitin üstüne yapılır
Ava: Abi –Amca
Ayaklık-selamlık: Evin bugün batılı anlamıyla ‘antre’ dediğimiz giriş yeri, eve ilk ayak basılan yer, selamlaşılan yer
Ayoğul: ey oğul! Nida, seslenme, çağırma… Çocuklar için (kız-erkek) “ oğul” kavramı Türk geleneğimizde kullanıla gelmiş bir kavramdır.
B
bagursuk :Bağırsak.
Bağane: Bana ne
Bah: Evet
Bah: Evet
Baham: Bakalım
Baḳamayon (Bakamıyorum)
Bakırsopası (Zonguldak‘ta bazı köylerde su taşımak için kullanılan oval değnek.)
bangıl. Kıvam olan yoğurt.
Banğa: Bana
barabar (beraber)
baygun (Baygın)
beber (Biber)
Belacuğunu: Belanı…
Belsüz: Belirsiz
Bem: Benim
beya/baya (Yeterince çok)
bıldır (geçen sene)
Bıldır sene: Geçen seneden önceki yıl…
Bi hızmatın : Bir isteğin-dileğin-rican…
Bicam: “Neyi bicaaım”: niye bi canım…
bicanım ( bir canım/ bir tanem)
Bir de isimlerimize bakalım:
Biree garuk: Bir çeşit tarla ölçü birim ifadesi
bisetten (biraz sonra)
bişiryon (Pişiriyorum)
Biyolçuk ( Bir kere.)
Bostan kötü: Bostan-bahçe altı
Bostan-kabaklık: Eve en yakın yer. Bostanın bir kısmına ‘havuç’ denilmekte. Burada evin acil ihtiyaçları-marul maydanoz domates- gibi sebzeler ekilir.
Bostan: Karpuz
Boşgoyve: Boş ver…
boyuna (Sürekli)
Bögün: Bugün
böğün (Bugün )
budak; (Öküz arabalarının kenarlarındaki çubuklar.)
buranıy (Buranın)
buruş (Kurutulmuş erik.)
Buruş: Erik, kiraz vb meyvelerin kurumuş hali…
Buvaa-Vuva: Baba…
buya bak (Bu tarafa bak)
Buza-buzağı: İneğin yeni doğan yavrusu
büydey (buğday)
C
ceğüz (Ceviz)
cısdımlak : (Çırılçıplak)
cibildak (Çıplak.)
Cizleme, serme, gaygana: Birer ekmek çeşidi…
Contay: Eskiden yiyecek vb malzemelerin konulduğu sırtta taşınılan çanta çeşidi…
Cuğuk, cuvuk: Cıvık…
Ç)
Çağrak: Uzun balkon
çalışüken (Çalışken)
çarak (Çardak, Balkon)
çaruk (Çarık, eskiden kullanılan çuldan veya deriden yapılan ayakkabı.)
Çengel: Askı
Çetük: Patik
Çığ: Tavan arası, mısır vb tarım ürünlerini asma yeri…
Çılkuk: Bozulmuş yumurta
çıvıya ( Koşuyor)
Çirkef: Fena
Çit: Sap saman vb. köy işlerinde kullanılan yük taşıma aracı
Çokomel: Çikolata
çon (Baldır)
Çon: Baldır
çövdürmek (çökme)
çövürüvedile (çeviriverdiler)
Çukuruk: Keten ipi yapma aracı…
çükündür (kırmızı turptan yapılan yemek)
D)
Dağnamak: Kınamak-ayıplamak
Dağnamak: Kınamak, ayıplamak
Dalguç: Futunda kullanılan sopa…
Dana :İneğin erkek yavrusu
Daraba: Ev vb de bir çeşit bölme…
davıdıya (Dağıtıyor)
davılıya (dağılıyor)
davutuvaya (Dağıtıyor)
Daynak: Baston
De ya: Diyor
De-yoz: Diyoruz
Debeleme: Karıştırma…
dedegila ( İki öküzün arasındaki öküz arabasına bağlanan tahta parçası)
deeyy şordaa (işte orada)
değüşük (bu buğunan değüşük "Bu bunun ile uyuşmuyor" )
Del: değil
Delle: Derler
demeyala (demiyorlar)
Dene: Tane miktar…
denecik (tanecik)
Dengilesi: Düşmesini- devrilmesini isteme, kızma
deyve : söyle
deyveycem (diyeceğim)
dırmuk / Durmuk (Tırmık)
Dırnaklı, gelberi: Yerdeki, ot vb. toplama aracı…
Dibil dibil: İsteksizce ağır ağır.
Dil-kırma: İstanbul Türkçesine uyun konuşanlar için kullanan bir çeşit eleştiri ifadesi…
Dizavşaklarım: Diz kapaklarım…
doğdor ( Doktor)
doğul (Davul)
domatis (Domates)
Dorbacan (Zonguldak‘ta bazı köylerde su taşımak için kullanılan oval değnek.)
döküncü (Dökünce)
Döşenesi -döşeniveresi: Yaramaz yapıldığında..
duravarmak: bir noktada yorulmak. Ulaştığında yorulmak .Çıkagelmek.
Duzsuz- Muzumsuz: Olur olmaz konuşan
dübek/ Dibek( Büyük yuvarlak ,ortası oyulmuş taş. Dibek taşında buğday, mısır dövülerek un haline getirilir.)
Düddürü: Kısa
Düve : İneğin dişi yavrusu
Düven: Buğday harman dövme aracı…
E gelen va: Fazlaca var
E)
ecçük (Azcık)
Eemeet (Ahmet),
Eeyce: Babaanne- anaanne…
Efereklenme: Hemen heyecanlanma
Efereklenme: Heyecanlanma, kızma…
Egelen mi: “öğle mi” yerine kullanılmakta…
Ekleşme: Dokunma
elantrik (Elektrik)
eleleştüme ( Karıştırma)
Elettin mi: Götürdün mü
Elleme: Karıştırma…
Elleştü-me: Kurcala-ma
Emne (Emine),
endi gün (Evelsi gün)
Endi gün: İki gün önce
Endi yıl: Bir önceki yıl…
epey (Çok)
epsit (Öküz arabası tekerleklerindeki çubuklar.)
Ercep (Recep),
Ereğli pazarı: Pazartesi günü anlamında
Escük: Azıcık
esger (Asker)
eşgembez (İşkembe)
Eyce: Babaanne, anneanne
eycene yıka (iyice yıka)
Eyi: İyi
Eysaran: Mısır ekmeği yapımında kullanılan ekmeği çevirmeye yarayan araç
Eyvan: avlu, evin önü
Eyvan: Evin önü
F )
fatin (Topuklu bayan ayakkabısı)
fıstan (fistan ,tek parça kadın giysisi)
Fingirdeyük: Şımarık kızlar için kullanılır
Futun: Ayran dövme aracı…
G)
Gabaklık: Evlerinin yakınındaki veya altındaki bahçe…
Gabcuk (Ceviz kabuğu kurusu )
Gacaraam-gıcırama: Kötü ses yapma
Gacarama-gıcırama : Kötü çıkan ses
Gadir (Kadir),
Gağur-du: Balgam çıkarma hali…
galan (Sırtla yük taşıma ipi)
Galan yete: Artık yeter
Galan yete: Artık yeter
Galbur: Keşkek ve mısır savurma aracı
Galla: Kadınlar
Gancık: Dişi
Gaptaş: Cumartesi günü anlamında
Gaptaş: İçilecek suyun biriktiği yer
Gara okka: Siyah renkteki kiloluk taş
Garakasbenek: Zorla
gardaşımınan (Kardeşim ile)
Gardolap: Gardırop
garuşdurya (Karıştırmak)
garyola ( divan)
Gasara: Sepet
Gavata: Derin olan çanak şeklindeki kap
gayguşuk (Kapı aralığı)
Gayıkmak: Merak etmek
Gayına: Kayın valide
gayıntam (Bir kadına/erkeğe göre eşinin babası "Kayınbaba/Kayınpeder")
Gayış: Kemer
Gaynam çokkem: Kaynanam çok fena, gaddar
gayruka: Bayan Ayakkabısı(Lastik)
Geesi: Giysi çamaşır…
geldüyüz mü? (geldiniz mi ?)
geliyela (geliyorlar)
gelmeyon (gelmiyorum)
gelvey (geliverin)
Gene: Yine
geziyalla (Geziyorlar)
Gıdırım basmak: Sıkıntılanmak
gıldırkıç ( Tahterevalli)
Gırgır: Tarım aracı
Gidişiya: Kaşınıyor
Gocuvuva : Büyük Baba
Golo(a)n: Sırtta yük taşımaya yarayan ip
goyuveyela (koyuyorlar)
Göbez: Köpek yavrusu
Göcen: Kedi yavrusu
Göttün mü: Getirdin mi
Göynek: Uzun atlet, iç çamaşırı anlamının dışında “gömlek” kelimesinin eş değeri…
Gözel: Güzel
Gu: Bir tür seslenme bayana…
Gurt yiyesice: Kızgınlık anında söylenen tepki sözü
gücük ( İzmarit)
H
Hamamlık: Banyo…
Hart dak: Çabucak
Hartdak: Çabucak
Haşara: Şımarık, yaramaz
Hatma(Fatma),
Havan: Sarımsak döveceği…
Haybiremedetle hay: Bir çeşit şaşırma hali…
Hazzetmek: Sevmek, hoşlanmak
Hekmet: Hikmet
Henük (Hanife),
Heyheylerin üstünde: Sıkıntılı ve telaşelisin
Hışlama: Ses etme…
Hokaraya: Kaynamak…
Holluk: Tavukların yumurta yaptıkları yer
Horata, : erkek kınası
Huu: Bir tür seslenme çağırma…
I
Ihıncık, aha, ıhınak: Şurda, işte yer gösterme…
Irantırık, elentirik: El feneri
Irmazan (Ramazan),
Irza (Rıza),
İ
İboş (İbrahim),
İç donu: Pijama, iç çamaşırı
İçimde bir kelezilik var: İçimde bir sıkıntı var…
İişş: Acıma hali…
İlyen : Leğen
İman tahtası: Boyun alt kısmı, göğüs üstü kemikleri
İresim: Resim
İsmel (İsmail)
İstaf: İştah.
K
Kabak sarı: Açık sarı anlamında
Kakül: Ocakta pişirme esnasında, tavadan lokum alma demiri…
Kalkıvedi: Kalkıp gitme anlamının da dışında, olumsuz tepki verme ve kızma anlamında.
Kamara: Odun sitesi…
Kambur: Beli dik olmayan, eğik
Kapalı Pazar: Pazar günü anlamında.. Her yerin kapalı olduğu gün.
Karkırdak: İnek sütünün kaymağının yâda yağının yakılmasında elde edilen bir çeşit gıda…
Kasmak: Kısaltmak
Kaykıl-mak: Endişe taşı-mak
Kaykıldı: Hem endişe, hem rahat-kontrolsüz davranış anlamında kullanılır.
Kaynta: Kayın baba
Kecere: İp toplama aleti…
Kemre: Hayvanın dışkısı, gübre
Kenetelenmek: Sıkıntılanmak
Kenimizi: Kendimizi
Ketlemük, töngel, ovaz, henderek: Birer meyve çeşidi…
Kılduruk: Derin dondurucu
Kırmızı patlıcan: Domates
Kiraman: İp birleştirme aracı…
Kimağsı : Kimisi ,herhangi biri.
Kiren ; Kızılcık.
Kostak-lan ma: Havalanma, caka satma
Köhisttan: Küçük yerleşim birimi…
Kömbe: Kuru eğrelti otlarıyla yapılan, kestane kebap
Köpür: Merdiven olan bölüm, evin girişi, köprü..
Kötdöşeği: Üzerine oturulan yer minderi…
M
Mâli-hülya: Dalgınlık ve başka şeyler düşünme hallerinde kullanılır…
Mancar: Pancar, Lahana
Matçalı: Hakaret anlamında, işe yaramaz
Meh: Vermek anlamında al…
Melhoş: Ekşi
Mengelez: Kefen yumuşatma aracı…
Merabar: Merhaba…
Mertek: Evin yâda binanın ana kirişi, direği…
Meyra-Meyren (Meryem)
muğar : Su kuyusu, "genellikle yol kenarlarında herkesin yararlanması için yapılan, borularla gelen suyun bir oluktan veya musluktan aktığı, yalaklı su haznesi veya yapısı
Muz(d)umsuz: Olur olmaz konuşan, lüzumsuz
N
Nalet: Lanet
Nefle gelen: Bi tuhaf şakilde
Neflegelenyim: Bir tuhaf şekildeyim…
Negelen: “nasıl” yerine kullanılmakta…
nodul ; Çivili değnek. Öküz için kulanılın.
O
O ne deya gıı: Şaşırma, o ne diyor anlamında
Okla: Oklava, yufka açımında kullanılan araç
Ö
Öğrendire : Fındık dalından kesilmiş, uzun, düz sopa
Ökce: Altı, topuk…
Öreke: İp dolama aracı (yuvarlak)..
Örük: Erik
Ösger: Rüzgar
Öteberi- ağzberi: İhtiyaç anlamında onu bunu…
P
Pallama : Yarma odun- ikiye ayrılanabilen
Pallama: Yarma odun
Patala: Patates
Pelesül yatıya: Kötü bir vaziyette, kalkamayacak vaziyette, hasta…
Perke-kelevet: Oturulmak üzere tahtadan yapılmış yer
Peşkir: Havlu
Pıtlak: Patlamış mısır
Pontul: Pantolon
Poşu: Atkı
Püren: Çama benzeyen ağaç türü…
S
Sayat: Evin zemin katı
Sayat: Geleneksel kültürün, tarım ve hayvancılık kültürün, hüküm ferma olduğu dönemde yaşanılan ahşap yâda yığma evin “giriş katı”, hayvanların barınağı olarak kullanıla gelmekteyken betonarme evin fazlaca inşasından sonra, bu kavaramın kullanımından düştüğüne şahit olunmaktadır. Böylece de hayvancılık kültürünün yok oluşa şahit olunmaktadır.
Sebedekgelen: Hepten sersem gibi…
Sedebekirleş –ti: Akli dengesini yitirdi
Sedir-divan: Üzerine oturulan kanepe türü
Selamlaleykim: Selamun aleyküm
Selamlık: Karşılama yeri…
Semegelen: Sersem gibi…
Sentereyvör: Düşüverme hali…
Sırça: Şişe
Sini: Yemek yer sofrası
Sömedek: Saf insan(salak anlamında)
Sömek: Mısır koçanı
Suruk: Ağaçtan bir şey düşürmeye yarayan ince sopa
Susa boyu: Yol boyu
Sübek : Beşikteki erkek çocukların bacakları arasına yerleştirilen "sidik şişesi
Ş
Şartusun: Şart olsun
Şeker rengi: Turuncu rengi anlamında..
Şınanay : Kapı mandalı
Şifret: Şıfrıntı, şıllık, rezil
Şifret: Şirret
şorda : Şurada
Şoyanda : Şu tarafta
Şumarma : Şımarma
Şumaruk : Şımarık
T
Taa gelmedi: Daha gelmedi
Tabaka: Tütün sigara bulunan kap…
Tahnal: Defneyaprağı…
Tam: Ahır
Tepecük: Ot vb yığınına verilen ad
Tıngıl: Sepet…
Tırka: El arabası
Tökelek : Kısa boylu
Tökelek: Kısa boylu
Tömek boğaz-lı: Çok yiyen, pisboğaz
Tömek: Ahırdan açılan küçük pencere
Tünek: Tavuk barınağı
U
Urba: Elbise
Uşak çok kem: Çocuk çok yaramaz
Uşak: Çocuk
Uyuntu-uyuz: Miskin hareketsiz…
Ü
Ürfet (Rıfat),
Üsen (Hüseyin),
V
Varın gidin: Çekin gidin
Vellem-vellim: Verelim…
Veton: Beton…
Vuva,buva : Baba
Y
Yaba: Saman vurma aleti…
Yakuncacuk: Yakınca, yakın olan…
Yatak: Oda
Yazı; Köy meydanı
Yeeren: Yerden
Yeerin: Yarın
Yeşilgelen: Yeşile benzer…
Yirin: Yerim
Yosma: Zayıf, kuru…
Yürengeç: İğrenç,İnsanın midesini bulandıran
Yürenmek: Mide bulantısı…
Yüz numara-kenef-hela: Tuvalet, lavabo
Z
Zahtı: Zaten
Zalım: Grip anlamında kullanılır…
Zalım: Nezle, grip
Zatı: Zaten
Zelzele: Deprem
Zılbıt: Hodan