Kararname Karar Sayısı 2 6466 Satın alınmış olan Ereğli şirketi kömür ocaklarına ait imal ruhsat tezkerelerin ,Etibank'a verilmesi ; İktisat Vekilliği 28/4/ 937 tarih ve 1780 sayılı teskeresi üzerine İcra Vekilleri Heyetince 28/04/937 de onanmıştır.
Reisicumhur M. Kemal Atatürk
Ve 1937 Bakanlar Kurulu üyeleri...... İmzaları. ..............
Bu belge, maden ocakların devletleştirilmesi ile ilgili alınan kararlardan biri. Zonguldak'taki yabancılara ait şirket olan Ereğli Şirketi Osmaniye'sinin (Société Ottomane d'Héraclée) mallarını satın alma ile maden ocakları devletleştirilmişti. 28 Nisan 1937 yılında da, bu malların Etibank’a devir edilmesi Kararnamesi çıkartıldı.
Ereğli Şirketi Osmaniyesi, bir Fransız şirketi idi. Zonguldak'ta ocakların sahibi olmakla birlikte , Fener , Yayla ve Liman etrafındaki binalara da sahiptiler. Bu imtiyazı, II. Abdülhamit zamanında , Saray’ın Mimarı Vasilaki‘nin oğlu Yanko Ioannidis sayesinde, 1983 yılında Zonguldak Limanı'nın ihalesini aldığı zaman sağladılar. Aslında Fransızların oyununa gelinmişti. Çünkü Rum Yanko Ioannidis Vasilaki aynı zamanda Fransız şirketi Société Ottomane d'Héraclée'nin ortağı idi. Limanı kendi sermayesi ile yapmıştı ve limanın işletilmesini 49 yıllığına kiralamıştı. Böylelikle Fransızlar otomatikman Zonguldak'a el atmış olurlar. Mimar Yanko ile yapılan sözleşmede aynı zamanda , kömür ocakları ile liman arasında taşımayı sağlamak için demiryolu kurulması da vardı. Bu işler sırasında bulunacak kömür damarları da bu ihalede Vasilaki ailesine, dolayısı ile Fransızlara veriliyordu. Böylelikle zaman içinde Fransızlar, Zonguldak'ta kiliseden, okullarına kadar bir çok binayı faaliyete geçirmişlerdi.
Kimse de demedi ki ; bunun adı Kapitülasyon. Sıcak para baldan tatlıdır, tabi. .......... Tabi ekonomisi çöken bir devlet için hazır para tatlı geldiğinden, kimse bunun kapitülasyon olduğunu görmüyordu. Başlarda faydalı görülen bu sözleşmeler, bir süre sonra Fransızların Zonguldak'ı sömürmesine neden olacaktı. Çünkü bu gibi imtiyazlarda sermayeyi koyan daima kazanır, imtiyaz veren taraf ise kaybeder. Zaten kapitülasyonun en tehlikeli yeri burasıdır. Elini veren kolunu kaptırır. Neticesinde, Fransızlar 8 Mart 1919’da Zonguldak'ı işgal ettiler. Aslında sadece Fransızlar asker çıkarmadı. İtalyanlarda bir manga askeri Zonguldak'ta tuttular. Aslında Türklerin ilk kapitülasyonu, 1352 yılında Orhan Bey Dönemi’nde, Cenevizlilere haklar verilerek oluşmuştu. Bu da yine Zonguldak ile ilgili verilen imtiyazdı. Amasra Kalesi’ni işgal eden Cenevizliler ile yapılan anlaşmada, eğer bu bölgede Türklerin yerleşkelerine zarar vermezlerse ,bölgede ticaret yapma hakkı tanındılar. Fakat Cenevizliler rahat durmadı ve bölgeyi yağmaladılar. Bu durum 1460 yılına kadar sürdü. Fatih Sultan Mehmet'in Amasra'yı ele geçirmesi ile son buldu. 20 yüzyılın başlarında Birinci Dünya Savaşı kaybedilince, Osmanlı ile yapılan anlaşmalarda bile Fransız ve İtalyanların Zonguldak’taki kömür ocakları ile ilgili hak talep etmeleri ve çıkarlarının korunması hakkında bir birileri ile münakaşalar halindeydiler. Zonguldak madenlerini kendi aralarında paylaşamıyorlardı. Yapılan konuşmalarda, İtalya’da maden ocakları olmadığı için,Fransız şirketine ortak yapılması ve Fransızlarla birlikte Zonguldak’ı işgal etmeleri konuşuluyordu. Hatta “Ege’deki 12 adaların, İtalyanlardan alınıp Yunanlılara verilmesi, İtalyanlara zarar verildiği , dolayısı ile bu kaybı, Zonguldak'ta geri verilmesi gerektiği “ gibi konular tartışılıyordu. Kurtuluş Savaşı sırasında da Zonguldak kurtulmuş oldu. Lozan anlaşması ile Türkiye'de Kapitülasyonlar kaldırıldı. Fakat Yabancıların Zonguldak'ta , Osmanlı zamanında ortaya koyduğu sermaye ile edindikleri işletme haklarından, taşınmazlara kadar uluslararası anlaşma neticesinde devam etti. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin devletleştirme politikası esasınca , özelikle maden gibi stratejik işletmelerin mutlaka devletin elinde olması gerektiği savunuluyordu. Üstelik yeni bir dünya savaşında kapıdaydı. Bütün bunlar 1936 yılında madenlerin devletleştirme kararı ile gerçekleştirildi. 28 Nisan 1937'de de Fransızlardan alınan şirketin tüm mallarını ETİ BANKA geçmesi kararnamesi çıkartılır. Aslında sadece yabancılara ait ocaklar değil tüm ocaklar da devletleştirilir. Bu tarihten 1980'li yıllara kadar devletin tekelinde olan ve kömürün bulunmasından bu yana, en fazla kömür çıkarıldığı dönem de bu dönem olur. Üstelik 42 bin işçi çalışmasına da vesile olur.
........ Geçen bir haber okudum. Zonguldak'a, turizmi geliştirmek için Araplara , aynı Trabzon örneği gibi arazi satışları yapılması önerilmiş. Hatta valiliğin böyle bir projesi varmış. Zonguldak'ın ekonomisinin iyi gitmediği , Filyos Projesinin de yeterli olmayacağı görüldü herhalde. Tarih tekerrürden ibaret derler.
Kimse de demiyor ki ; bunun adı Kapitülasyon. Sıcak para baldan tatlıdır, tabi.
Hayati Yılmaz ile
Zonguldak Tarih